Afrika’da yoğun olarak bulunan eşeklerin birçoğu, hayatı boyunca sahipleri tarafından yük ya da insan taşımak için sömürüldükten sonra başka bir amaç uğruna bir mal gibi satılıyor ya da çalınıyor.
Derilerinden elde edilen jelatinin özellikle Çin tıbbında iyileştirici özelliğe sahip olduğu düşünülüyor. Eşeklerin derisine talep o kadar fazla ki artık nesilleri tükenme tehlikesi altına girmek üzere.
Her yıl yaklaşık 6 milyon eşek; yiyecek ve içecek takviyesi, Çin tıbbında kullanılan yüz kremleri gibi güzellik ürünleri için derilerinden kolajen elde etmek amacıyla öldürülüyor.
25 yıl içinde nesilleri %76 oranında azalan eşeklerin derilerinin ihracatı bazı ülkelerde illegalken Afrika’da legaldi. Üstelik eşek fiyatlarının yüksek olması sebebiyle hırsızlık da çoğalmıştı. Tüccarlar; yoksul eşek sahiplerini satmaya ikna ediyordu, ikna edemediklerinin ise eşeklerini çalıyordu.
Afrika Birliği ülkeleri, eşeklerin kesilmesini ve ihraç edilmesini yasaklamayı öngören yeni bir yasa tasarısı onaylasa da ticaret ne yazık ki illegal yollardan hâlâ devam ediyor. Hayvan hakları aktivistleri, tüm ülkelerde aynı kararın alınıp bu yasağa uyulması konusunda mücadele ediyor.
Peki tüm bunlar ne için?
Kırışıklıkları azalttığı, kansızlığı iyileştirdiği, enerjiyi yükselttiği ve libidoyu artırdığı iddia edilen geleneksel Çin ilacı “Eijao”, eşek derisi jelatinine olan talebin artmasına sebep oldu. “Eijao”nun yapımı için eşek derisi kaynatılıp jelatin elde ediliyor. Bu jelatin; hap, sıvı ya da toz hâline getirilip tüketiliyor veya yiyeceklere koyuluyor. Aynı bizim yediğimiz ürünlerdeki sığır jelatini gibi.
Eijao kremi için her yıl yaklaşık 6 milyon eşek öldürülüyor. Jelatin üretimi ise 5 yılda %160 arttı. Eşek sömürüsü aynı hızda devam ederse 3-6 yıl içinde eşekler de artık Afrika’da nesli tükenmekte olan türler arasına girecek.
İnsanlık dışı muamelelere maruz kalıyorlar.
Dikkat, bu paragraf tetikleyici olabilecek unsurlar içerebilir.
Küçük, pis, beton zeminli ağıllardan sıkışarak duran eşekler; kendi dışkı ve idrarlarının içinde ayakta yaşıyor. O kadar yetersiz besleniyorlar ki kaburgaları dışarı çıkmış durumda. Bazı görüntülerde çiftçiler; eşeğin kafasına balyozla vurup boğazını kesiyor, eşeklerden bazıları dövüldükten sonra nefes almaya ve hareket etmeye devam ediyor.
Aynı durum aslında diğer hayvanlar için de geçerli.
Hayvanlar üzerinde deney yapan, içinde hayvansal maddeler barındıran tüm ürünlerin arkasında aynı eşekler gibi sömürülen, kafasına balyozla vurulan, işkencelerle öldürülen başka hayvanlar var.
Hayvanlar üzerinde deney yapan markaların ürünlerini tüketmeye devam ettiğimiz sürece, farkında olmasak da bu işkenceyi devam ettiriyoruz. Tüketim alışkanlıklarımızı hayvan deneyleri yapmayan veya hayvansal içerik barındırmayan markalarla değiştirip sürdürdüğümüzde, deney yapan markalara talep azalacağı için onlar da deneysiz markalar arasına girmek adına çeşitli girişimlerde bulunabilir. Bugüne kadar birçok örneğini gördük.
Herhangi bir markaya ait olan ürünün hayvan deneyleri yapıp yapmadığını anlamak veya içeriğini öğrenmek için bu ürünlerin önünde veya arkasındaki “cruelt-free/ vegan” amblemlerine bakabilir; arama motorlarına “… marka vegan mı?” sorunu yöneltebilir, “Deneysiz” uygulamasını indirerek bu konuda sorgulama yapabilirsiniz.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: